Anarko-Kapitalizm Nedir?
Anarko-kapitalizm veya serbest piyasa anarşizmi(bireyci anarşizm biçimi) anarşizmi kapitalizmle uzlaştırmaya çalışan bir devlet karşıtı siyaset felsefesidir. Devletin tasfiyesini savunur; kanun yaptırımı, mahkemeler, ulusal savunma ve diğer tüm güvenlik hizmetlerinin zorunlu vergilendirme yerine serbest piyasada gönüllü olarak finanse edilen rakipler tarafından sağlanması; müdahaleci olmayan kişisel ve ekonomik faaliyetlerin tamamen serbestleştirilmesi; ve kendi kendini düzenleyen bir piyasa savunurlar. Anarko-kapitalistler, bireysel özgürlüğü ve refahı en üst düzeye çıkarmak için özel mülkiyetin (para, tüketim malları, toprak ve sermaye malları dahil) ve hizmetlerin gönüllü ticaretine dayalı bir toplumu savunurlar, ancak aynı zamanda hayırseverliği ve toplumsal düzenlemeleri de bunun bir parçası olarak kabul ederler.
Anarko-kapitalistler özel (bireyselleştirilmiş/kamuya açık olmayan) mülkiyet hakkını savunmakla bilinse de, anarko-kapitalist bir toplumda devlet dışı ortak mülkiyet de var olabilir. Önemli olan, zorunlu devletin herhangi bir yardımı veya engeli olmaksızın edinilmesi ve devredilmesidir. Anarko-kapitalizm, kökleri kapitalizme dayanan ütopik bir vizyondur, ancak gerçekleştirilmesi için hem insanların hem de kurumların güç ve baskıdan vazgeçmesini gerektirir. Bireysel özgürlük kavramından yola çıkarak, devlete, bireysel vatandaşların çıkarlarını gözetmekten başka bir rol atfetmez. Bu görüşe göre devlet, zorlayıcı bir kamu yararı olmaksızın, özel arzuların bir koleksiyonundan başka bir şey olmayacaktır.
Anarko-kapitalist liberterler, mülk edinmenin tek adil yolunun saldırganlık veya dolandırıcılık yerine gönüllü ticaret, hediye veya emeğe dayalı orijinal sahiplenme olduğuna inanırlar. Murray Rothbard, anarko-kapitalizm terimini, onu özel mülkiyete karşı çıkan anarşizmden ayırmak için icat etti.
Anarko-kapitalistler, serbest piyasa kapitalizmini özgür bir toplumun temeli olarak görürler. Rothbard, serbest piyasa kapitalizmini, serbest piyasayı yıkmak için baskı kullanan iş dünyası ve hükümet arasındaki gizli bir ortaklık olarak tanımladığı “devlet kapitalizmi”nin aksine, “barışçıl gönüllü mübadele” olarak tanımladı. Anarko-kapitalistlerin kullandığı şekliyle “kapitalizm”, devlet tekelci kapitalizmi, ahbap-çavuş kapitalizmi, korporatizm veya doğal piyasa teşviklerinin ve caydırıcılıklarının devlet müdahalesiyle çarpıtıldığı çağdaş karma ekonomilerle karıştırılmamalıdır. Devletlerin (vergilendirme ve kamulaştırma yoluyla) mülk çalan, saldırganlık başlatan, savunma ve/veya cezai güç kullanımında zorunlu tekel olan, zorlayıcı güçlerini bazı işletmelere fayda sağlamak için kullanan saldırgan varlıklar olduğu inancına dayanarak devleti reddederler. Uyuşturucu kanunları, zorunlu eğitim, zorunlu askerlik, gıda ve ahlak kanunları vb. yoluyla tekeller oluşturmak, ticareti kısıtlamak ve kişisel özgürlükleri kısıtlamak gibi işleyişler ise anarko-kapitalistler için bu konuda örneklerdir. Dizginlenmemiş kapitalizmin kucaklanması, anarko-kapitalistler ile piyasaya güvenmeme eğiliminde olan ve serbest piyasa kapitalizminin doğası gereği otoriter olduğuna – dolayısıyla anarşist ideallerle bağdaşmadığına inanan – birçok sosyal anarşist arasında önemli bir gerilime yol açar.
Rothbard, Laissez-faire (bırakınız yapsınlar) ekonomisini, Lysander Spooner ve Benjamin Tucker gibi on dokuzuncu yüzyılın bireyci Amerikan anarşistlerini incelerken özümsediği mutlakiyetçi insan hakları ve devlet reddi görüşleri ile birleştirdi.
Rothbard’ın anarko-kapitalizminde, önce karşılıklı olarak üzerinde anlaşmaya varılan “genel olarak kabul edilecek ve mahkemelerin uymayı taahhüt edecekleri” bir liberter hukuk yasasının uygulanması olacaktı. Bu yasallık bireysellik ve saldırmazlık ilkesini tanıyacaktır. Bununla birlikte, David D. Friedman’ın anarko-kapitalizminde, “hukuk sistemleri, mutlak olmasa da genel olarak liberter bir topluma yol açacağına inandığı açık pazarda kâr için üretilecek”. Rothbard, felsefesini mutlakiyetçi doğal hukuk temellerine dayandırıyor ama aynı zamanda anarko-kapitalizmin neden pragmatik gerekçelerle tercih edildiğini düşündüğüne dair ekonomik açıklamalar da yapıyor. Friedman, mutlakiyetçi bir haklar teorisyeni olmadığını, aynı zamanda “faydacı” olmadığını söylüyor, ancak “faydacı argümanların veya daha genel olarak sonuççu argümanların genellikle liberter görüşleri savunmanın en iyi yolu olduğuna” inanıyor.Hans-Hermann Hoppe, bu arada Rothbard’ın doğal hukuk yaklaşımına daha yakın olan “özel mülkiyet anarşizmi”temeli için “argümantasyon etiği”ni kullanır.
Kaynakça:
https://www.newworldencyclopedia.org/entry/anarcho-capitalism
Yazar: Yakup Yiğit