Bitcoin madenciliği küresel ısınmayı nasıl azaltabiliyor?
Dünyanın en önemli sorunlarının başında küresel ısınma ve onun yol açtığı iklim değişikliği geliyor. Beklenmeyen fırtınalar, seller ve aşırı sıcaklar gibi doğa olayları küresel ısınmanın etkilerinin sonucu. Enerji elde etmek için fosil yakıtların yakılması ve doğaya salınan karbondioksit ile metan gazları küresel ısınmanın en büyük nedenlerinden biri. Bitcoin madenciliği de elektrik kullanımı nedeniyle eleştiriliyordu ancak yapılan araştırmalar Bitcoin’in küresel ısınmayı yavaşlatabileceği ortaya çıkardı.
Bitcoin (BTC) piyasaya sürüldüğünden beri finans dünyasını kökten değiştirdi. 520 milyar dolar büyüklüğe ulaşan bu dijital para madencilik adı verilen bir yöntemle çıkarılıyor. Yapılan madenciliğin sonunda blokzincirden Bitcoin ödülü kazanılırken, madencilik için kullanılan donanım da bir miktar enerji harcıyor. Ancak son yıllarda madencilik firmaları karbon izini düşürmek için yeni yollar denemekte. Bunun sonucu da Bitcoin sürdürülebilir ve çevreye uygun olarak anılmaya başladı.
Bitcoin madenciliği ve metan
Danışmanlık şirketi KPMG’nin yakın zamanda yayınladığı bir rapor da bu durumu doğruluyor. Rapora göre Bitcoin’in elektrik şebekelerini istikrara kavuşturmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı teşvik etmek için önemli bir finans aracı. Bunun yanında dijital para ile atıl durumdaki enerjiden para kazanmak ve metan salınımını sıfıra indirerek küresel ısınmanın yavaşlatılmasını sağlamak mümkün.
Metan gazı, iklim değişikliğinin önemli bir etkeni. KPMG raporuna göre metan, karbondioksitten 80 kat daha güçlü bir gaz ve küresel ısınmanın yaklaşık yüzde 30’undan da sorumlu. Ayrıca çöplükler metan fabrikaları gibi davranarak çöp ayrıştırma işlemi sırasında havaya zehirli gaz yayıyor.
Bitcoin ise bu konuda bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Şirketler çöplüklerdeki bacadan çıkan metanı yakalamanın ve ardından bu metanı elektriğe dönüştürmenin yollarını buluyor. Bu şekilde elektrik üreten firmalar var. Daha sonra bu elektriği Bitcoin madenciliği için kullanıyorlar. Bu uygulama hem karbon emisyonlarını azaltıyor hem de zehirli dumanları alıp dijital paraya dönüştürüyor. Eğer süreç ölçeklendirilebilirse, çöp depolama alanları Bitcoin madenciliği merkezleri haline gelebilir.
Yüzde 8’e kadar küresel emisyonları azaltabilir
Bazı firmalar da bütan, hidrojen gibi yanıcı gazları elektriğe dönüştürüp Bitcoin madenciliği yaparak benzer bir model izliyor. Bu süreç de boşa gidecek olan gazlardan yararlanılıyor. Harvard Business Review’a göre ABD ve Kanada’daki yanıcı gazların potansiyel enerjisi, tüm Bitcoin blok zincirine güç sağlayabilir. Bunun yanında bu zararlı gazların doğaya yayılmasını da önlenmiş oluyor. Üstelik Risk Yönetimi Enstitüsü (IRM)’nin yayınladığı bir rapora göre ise havaya salınan gazlardan üretilen elektrik ile yapılan Bitcoin madenciliği, küresel salınımları yüzde 8’e kadar azaltabilme potansiyeline sahip.
Üstelik uzmanlar doğaya karışan bu zararlı gazlardan yapılan Bitcoin madenciliğinin güneş enerjisinden bile çevreye daha faydalı olduğunu söylüyor. Çevresel yatırım fonu CH4 Capital’in kurucu ortağı Daniel Batten de bu uzmanlardan biri. Yeşil olarak adlandırılan enerjiler bile ilk icat edildiklerinde belli oranda karbon izine sahip oluyorlar. Zaman içinde bu enerjiler geliştirilerek karbon izi sıfıra indiriliyor. Örneğin güneş enerjisinin karbon izi ancak 1990’larda, yani ilk icat edilmesinden 40 yıl sonra çevreye uygun hale geldi. Batten, metan gibi gazlarla yapılacak Bitcoin madenciliğinin çevreye güneş enerjisinden çok daha kısa sürede zararsız hale geleceğini savunuyor.
Kaynaklar: Forbes, Cointelegraph