Tarım

Hakan Yüksel: Tarımsal kalkınmada özel sektörün rolü! – Türkiye’nin Tarım Sitesi: Tarım Haberleri

Özel sektör, tarım sektörünün gelişmesi için önemli aktörlerden biridir ve bu alanda büyük bir sorumluluk taşır. Çiftçilerin ve özel sektör temsilcilerinin varlığının birbirine bağlı olması ve bu iki yapı anlaşmasının üretimin sağlanması sağlanır.

Bu iki ömrün işlerinin sürdürülebilir olması için sağlıklı, adil ve güvenilir bir ilişki kurmaları gerekir. Özel sektör yöneticisi, halci, toptancı veya ücretsiz olsun, çiftçiler olmadan hayatta kalamaz. Aynı şekilde çiftçiler de özel sektör temsilcilerinin desteğine ihtiyaç duyuyor.

Bu nedenle, tüm sözleşme aktörlerinin faaliyetleri ve yapacakları iş ve faaliyetleri, çiftçi ve özel sektör temsilcilerinin haklarını koruyan, kollayan ve bilgisi olan bir ilişki içinde olmalarına bağlıdır. Bu ilişkinin oluşması ve geliştirilmesi için tüm değişim çabasını göstermesi ve yerinde kalması gerekir.

Bu rolü değiştirmek için özel sektörde dikkat edilmesi gereken dört ana nokta vardır:

Çiftçi ilişkiler : Özel sektör, çiftçilerle olan ilişkilerde sorumlu ve adil davranmalıdır.

Çiftçilerin üretimden çekilmelerine izin vermemeli, üretime teşvik için para kazanmalarına yardımcı olmalıdır. Çiftçilerin fiyatlarının piyasa değerini almalı, onlara makul bir fiyat sunmalı, zarar vermelerine neden olacak düşük indirimlerle karşılaşmamalarını sağlamalıdır.

Çiftçilere olan ödemelerini zamanında ve eksiksiz yapmalı, nakit kazançlarını bozacak gecikme ve kesintilere yol açmamalıdır. Çiftçilik faaliyetlerinin profesyonel olarak yapan işletmeleri ile sözleşmeli tarım modellerine bağlanması, kaliteli ve sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturmalı, bu sayede tarımsal alanda istihdama katkı sağlanması gerekmektedir.

Ayrıca, çiftçilik mesleğinin itibarını yüksek tutmalı, toplumda ne kadar saygın bir meslek olduğunu göstermeli, kendi terapisi olan saygısını da ortaya koymalıdır. Çünkü özel üretim işleminin gelişmesi, büyümesi, maddi gelir elde edebilmesi çiftçilerin üretimde korunmasına bağlıdır.

Ar-Ge ve inovasyon : Özel sektör, tarım sektöründe yeni teknolojiler, ürünler ve hizmetlerin geliştirilmesi için araştırma-geliştirme faaliyetlerine yatırım yapmalıdır. Böylece tarım sektörünün rekabet gücü artar, inovasyon ve girişimcilik teşvik edilir. Özel sektör, aynı zamanda koruyucu ve sürdürülebilir bir tarım anlayışını benimsemeli, iyi tarım uygulamalarına uygun hareket etmeli, doğal bitkilerin korunmasına katkı sağlamalıdır.

Katma değerli ürünler: Özel sektör, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve katma değerli ürünler haline getirmek için yatırım yapmalıdır. Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyona yönelerek, devletin verdiği destek ve teşviklerden yararlanarak, iş katma değerini ve istihdamı artırmalıdır. Hem kendi ekonomisini hem de ülkenin ekonomisinin büyümesi için gayret göstermelidir. Unutulmamalıdır ki, tarımsal sanayi tamamlanmadan ağır sanayiye geçmek mümkün değildir.

Gıda arzı güvenliği: Özel sektör, çiftçiden aldığı ürünleri daha pahalıya satmak için fırsatçılık yapmamalıdır. Tüketicilerin ulaşabileceği fiyatlarla piyasaya ürün arz etmeli, gıda fiyatlarını yükseltmek için stok yapmamalıdır. Özel sektör, çiftçiden aldığı ürünleri aracısız olarak tüketiciye ulaştırmaya çalışmalı, aracılık maliyetlerini azaltmalı, hem çiftçinin hem de tüketicinin kazancını artırmalıdır. Bu sayede özel sektör, orta vadede hem kendi kazancını yükseltecek, hem de işletmesini sürdürülebilir bir kurumsal yapıya kavuşturacaktır.

Günübirlik ve/veya krizden elde edilen fırsatçılık, o gün için yüksek kar sağlanmış gibi görünse de orta ve uzun vadede hem kendi varlığını, hem çiftçinin varlığını, hem de tüketicinin varlığını tehlikeye atmaktadır. Bu günübirlik ve/veya krizden elde edilen fırsatçılığın karlı bir iş olmadığını görmek için bu pencereden bakmak gerekir. Unutulmamalıdır ki, gıda arzı güvenliği sadece gıda kıtlığı anlamına gelmez. Gıda fiyatlarının yüksekliği nedeniyle tüketicinin gıdaya ulaşamaması da gıda arzı güvenliği tehditlerinden biridir.

Özetle, özel sektör, tarım sektörünün kalkınmasına önemli bir katkısı vardır. Bu katkının gerçekleşmesi için özel sektör, tarım sektörüne yatırım yapmalı, çiftçilerle iyi ilişkiler kurmalı, katma değerli ürünler üretmeli ve gıda arzı güvenliğini sağlamalıdır. Böylece özel sektör, hem kendi işine hem de ülkenin geleceğine yatırım yapmış olur.

Tarımsal kalkınma için tüm kamu-kurum ve kuruluşlarının gösterdiği çaba, gayret, emek ve sabır, nihai hedef olan tüketiciler içindir. Birçok yazımda belirttiğim gibi, tarım toplumumuzun refahını sağlar. Tarım her şeydir, herkes içindir.

Tarımı ilgilendirmeyen bir konu yok. Hangi insanların bulunduğu, aynı zamanda bir tarım faaliyetisiniz. Tüketiciler olarak yönetimin kalkınmasında bizim de bir rolümüz vardır. Bu rolü nasıl değiştirebiliriz, nelere dikkat ederek, bir sonraki yazımızda bunlara değineceğiz.

https://www.tarimdanhaber.com/tarimsal-kalkinmada-ozel-sektorun-rolu

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu